Böbrek Taşı Kırma Antalya

Böbrek Taşı Kırma Antalya, Böbrek Taşı Kıran Hastaneler Antalya

  • Böbrek Taşı

Böbrek taşı, idrar yollarındaki minerallerin birikmesi sonucu oluşan katı küçük yapılar olarak tanımlanır. Böbrek taşları, idrar yollarında tıkanıklığa, ağrıya, enfeksiyona ve idrar akışının engellenmesine neden olabilir. Taşların boyutu ve konumu tedavi seçeneklerini etkileyebilir.

  • Antalya Lazerle Taş Kırma (Lazer Litotripsi)

Lazerle taş kırma, böbrek taşlarının veya idrar yolu taşlarının kırılması için kullanılan minimal invaziv bir cerrahi yöntemdir. Bu işlem sırasında, bir endoskopik cihaz ve lazer kullanılır. Taşlar lazer enerjisi ile küçük parçalara ayrılır, böylece vücut doğal olarak bu parçaları dışarı atabilir. Lazerle taş kırma, ameliyat gerektirmeyen bir seçenek olabilir.

  • Flexible URS (Üreteroskopik Taş Kırma)

Flexible URS, idrar yolundaki veya böbreklerdeki taşları kırmak için kullanılan bir endoskopik işlemdir. Bu işlem sırasında, esnek bir üreteroskop (endoskopik cihaz) idrar yolu boyunca taşa ilerletilir. Ardından, lazer veya ultrason dalgaları kullanılarak taşlar kırılır ve parçalara ayrılır. Bu işlem, idrar yolundaki taşların çıkarılması için etkili bir yöntemdir.

  • İdrar Kanalı Taşı

İdrar kanalı taşı, idrar yolunda (üretra) oluşan taşlara verilen isimdir. Bu taşlar, böbreklerden idrar kesesine doğru ilerlerken idrar yolunda bir tıkanıklığa veya ağrıya neden olabilir. İdrar kanalı taşları, idrar yolunun dar bölgesinde sıkışmışsa özellikle rahatsız edici olabilir. Tedavi, taşın boyutuna ve konumuna bağlı olarak değişebilir ve endoskopik yöntemler veya diğer cerrahi seçenekler içerebilir.

Bu sağlık sorunları, ağrı, idrar yolu enfeksiyonları ve diğer komplikasyonlara yol açabilir, bu nedenle doğru teşhis ve tedavi önemlidir. Herhangi bir böbrek taşı veya idrar kanalı taşı şüphesi durumunda, bir üroloji uzmanına danışmak önemlidir.

Bölümü: 

Üroloji

PENİL PROTEZLER

Penil protezler, sertleşme problemi olan erkeklerin ereksiyon olmalarını sağlamak için penis içine yerleştirilen cihazlardır ve sertleşme problemi olan erkeklede diğer tedaviler başarısız olduktan sonra önerilen bir tedavidir. Hasta tüm tedavileri denemiş (tadalafil grubu ilaçlar ya da intrakavernozal tedaviler)  yine de cinsel aktivite için yeterli ereksiyon yetisini geri kazanamamış ise penil protezler  düşünülmelidir.

PROTEZ TÜRLERİ

Penil protez türleri, şişirilebilir ve yarı sert (bükülebilir) olmak üzere iki çeşittir. En yaygın kullanılan penil protez türü olan şişirilebilir protezler ereksiyon oluşturmak için şişirilebilir ve ilişki sonrası söndürülebilir.

Üç parçalı şişirilebilir protezler, karın duvarı altına yerleştirilmiş sıvı dolu bir rezervuar (su deposu), testis torbası içine yerleştirilmiş bir pompa, bir tahliye vanası ve penis içinde iki şişirilebilir silindir içerir. Her parçası vücudun içindedir. Dışarıdan bakıldığında hastanın proteze sahip olduğu anlaşılmaz. Üç parçalı şişiilebilir potezler en doğal ve sert ereksiyonu oluşturur. İki parçalı şişirilebilir protez ise rezervuar gerektirmez ancak üç parçalı implanta kıyasla daha az sert ereksiyon sağlar. Yarı sert protezlerin ise daha az parçası vardır daha kolay bir cerrahi işlem gerektirir. Ancak penis her zaman biraz sert haldedir ve kıyafetlerin içinde kontrol etmek zorlaşabilir. Gizlenmek için vücuda doğru bükülmesi gerekir.

PENİL PROTEZ TAKILMA AŞAMASINDA HASTAYI NELER BEKLER?

Penis/Penil protez cerrahi öncesi:

Tıbbi öykü: Doktorunuz tarafından geçmiş dönem ve günümüz sağlık durumunuzla ilgili birtakım sorular sorulacaktır. Geçirdiğiniz ameliyatlar, kullandığınız ilaçlar, daha önce sertleşme sorunu için kullandığınız tedaviler not edilecektir. Tüm bu sorular ve cevaplar gizli kalacaktır.

Fizik muayene: Penis/Penil protezin sizin için en uygun tedavi olduğuna karar vermek için kapsamlı bir ürolojik muayeneden geçmeniz gerekmektedir. Protez kararı verilen hastalarda özellikle genital bölgesinde ameliyat öncesi aktif cilt hastalığı olmaması gerekir.

Penis/Penil protez cerrahisi kararı verilen hastalarda ameliyat öncesinde, Diyabet hastalarında şekerin kontrol altında olması, Sigara kullanımının bırakılması , Kan sulandırıcı ilaç kullananların doktor kontrolünde ilacını kesmesi ve gerekirse yerine yine doktor önerisiyle başka bir ilaç kullanması önemlidir. Hasta ameliyat için hastaneye yattıktan sonra ameliyat öncesi enfeksiyonu önlemek amacıyla damardan antibiotik verilecek ve yine enfeksiyon riskini azaltmak için hemen ameliyat öncesi genital bölge temizliği yapılacaktır.

Penis/penil protez ameliyatı:

Ameliyat için genel anestezi veya bölgesel (spinal anestezi) uygulanabilir.  Cerrahi işleminin süresi genellikle 45 dakika ile 1 saat arasında değişebilir. Ameliyat sonrası hastalara idrar yolu sondası ve cerrahi dren uygulaması yapılabilir. Sonda genellikle ertesi gün, cerrahi dren ise 2-3 günde alınır. Hastanede kalış süresi en fazla 3 gündür. Hastaneden taburcu olurken kullanmanız için antibiotik ve ağrı kesici yazılacaktır. İyileşme döneminde penis/penil protez yarı şişirilmiş olarak bırakılır ve doktor kontrolüne gideceğiniz 1 hafta sonrasına kadar böyle kalır. 1 hafta sonra kontrole gittiğinizde doktorunuz tarafından pompanın çalıştırılması tarafınıza öğretilecek ve ilişkiye gireceğiniz güne kadar şişirme ve indirme yapmanız istenecektir.

10 gün boyunca atletik suspansuar külot giyilir. Ameliyattan 2-3 gün sonra banyo yapmanıza izin verilir. Dikişler kendiliğinden eriyeceği için alınmasına gerek yoktur. Ameliyattan sonra 1-2 hafta boyunca peniste ve skrotumda hafif ağrı ve şişlik olabilir. Yine ameliyat sonrası 6 hafta boyunca ağır egzersizler ve ağır kaldırmalardan kaçınılmalıdır. Penis protez sonrasında cinsel ilişkiye 4-6 hafta sonra izin verilir. Penis/Penil protez konulan hastalarda fizyolojik şartlara benzer boşalma ve orgazm normal cinsel ilişkideki gibi sağlanır.

PENİS EĞRİLİĞİ

Penis eğriliği, penisin ereksiyon esnasında normalde düz olması gerekirken aşağıya, yukarıya veya yana doğru eğilmesidir.

PENİS EĞRİLİĞİ NEDEN OLUR?

Penis eğrilikleri doğuştan (penil kurvatür) veya erişkin yaşlarda sonradan (Peyronie hastalığı) olabilir.

Doğuştan olan penis eğriliği (Penil kurvatür):Doğuştan olan penis eğriliğinin sebebi henüz bilinmemektedir ancak öne sürülen bazı teoriler bulunmaktadır. Penisin yapısında; ereksiyonu sağlayan kan damalarını içeren iki süngerimsi doku (korpus kavernosum) ve içerisinde idrar yolunun (uretra) bulunduğu bir süngerimsi doku (korpus spongiosum) bulunmaktadır. Doğuştan bu süngerimsi yapıların birinde gelişme geriliği veya orantısız büyüme olduğunda penis ereksiyon esnasında az gelişmiş tarafa doğru eğilmektedir. Çoğunlukla bu eğrilik aşağıya doğrudur ancak yanlara nadiren de yukarıya doğru olabilir. Erişkin yaşlardaki penis eğriliği (Peyronie hastalığı):Hastalığı ilk defa tanımlayan Fransız cerrahın ismi ile anılan erişkin yaşlardaki penis eğriliği (Peyronie hastalığı); genellikle 50 yaşından sonra, penisin sertleşmeyi sağlayan süngerimsi dokularını çevreleyen ve ereksiyona katkı sağlayan dış kılıfında (tunica albuginea) kireçlenme (fibrozis) ile ortaya çıkarak peniste şekil bozukluğuna sebep olabilmektedir.

PENİS EĞRİLİĞİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Cinsel ilişkiye girmeyi zorlaştıran 30 derecenin üzerindeki eğrilik açısı varlığında veya kişisel estetik kaygı nedeniyle başvuran hastalarda cerrahi tedaviler (ameliyat) tek seçenek olarak uygulanmaktadır. Doğuştan olan penis eğriliği ile başvuran hastalarda penis boyu genellikle normalden uzundur. Bu nedenle çoğunlukla az gelişmiş tarafın (eğrilik yönünün) karşı yönünde penis kısaltıcı teknikler (Nespit, Plikasyon cerrahileri) tecrübeli ellerde %85 oranında başarı ile uygulanmaktadır. Cerrahi tedaviden sonra hastalar genellikle bir gün hastanede kalmakta, 7-10 gün sonra yara iyileşmesi için kontrole çağrılmakta ve altı hafta sonra cinsel ilişkiye girebilmektedir. Ancak cerrahi tedaviler sonrasında; beklenenden fazla penis kısalması, peniste uyuşma hissi, sertleşme bozukluğu, cilt altında ele gelen cerrahi düğümler ve tekrarlayan eğrilikler olabilmektedir.

PENİS UZATMA

Suspansatuar ligaman penisi leğen kemiğine asan bağa verilen isimdir. Bu bağlar penisin ereksiyon halinde yukarı doğru bakmasını sağlar. Bu bağların kesilmesi ile penisin iç kısmı dışarı doğru çıkar ve yaklaşık olarak 2-4 cm arasında uzama sağlanır. Erekte halde penis daha yatay duracağı için penis erekte iken de bir miktar daha uzun görünür. Ameliyat esnasında bağın %90-95’lik kısmı kesilmeli ve penis tamamen serbestleştirilmelidir. Penisin arka kısmında bulunan damarlara zarar verilmemesi çok önemlidir. Tecrübeli ellerce yapıldığında risk barındırmayan bir cerrahidir.

P – SHOT

PRP, Platelet Rich Plasma’nın (kan pulcuklarından zengin plazma) kısaltmış adıdır. Genel olarak kişinin kendi kanından bazı özel işlemler ile elde edilen içinde yara iyileşmesini, yeni doku oluşumunu, yeni damar oluşumunu ya da damarların eski esnekliğine kavuşmasını sağlayan özel büyüme faktörlerini içeren plazma sıvısıdır. Diğer organlarda olduğu gibi PRP, peniste içine kan dolup kanı hapseden özel damarsal yapıların hücrelerinin yenilenmesini ve yeni damar oluşumunu sağlamaktadır. Penis içerisinde hücre ve doku yenilenmesi ve gençleşmesi sağlanarak penis içerisine dolan kanın miktarı yükselmekte ve penisin daha çok beslenmesi, sinir dokularının daha etkin çalışması, hassasiyetinin yükselmesi, ereksiyon kalitesinin artması ve boyutunda da pozitif değişiklikler olması izlenmektedir.

TESTİS PROTEZİ

Testis protezi herhangi bir nedenle testisin alındığı veya hiç gelişmediği durumlarda testise yerleştirilen yapay protezlerdir.

VARİKOSELEKTOMİ – MİKRO VARİKOSELEKTOMİ

Varikosel tespit edilen spermogram parametreleri bozulmamış ancak ağrısı olan hastalarda, ameliyat sonrası dönemde ağrının devam edebilmesi riski nedeniyle öncelikli olarak ameliyat düşünülmemelidir. Ameliyat olması önerilen hastalar; spermogram tetkikinde bozukluk saptanan hastalar, daha önceki dönemde çocuk sahibi olmasına rağmen şu an çocuk sahibi olamayan hastalar ve zaman içerisinde kötüleşme ihtimali olması nedeniyle yüksek dereceli varikoseli olan hastalar olarak sıralanabilir. Testislerde ve kasık bölgesindeki ağrısı diğer yöntemlerle geçmeyen hastalarda da varikoselektomi ameliyatı yapılabilir. Tedavide varikosel hastalığının tespit edildiği taraftaki kasık bölgesindeki cilt dokusu yaklaşık 3-4 cm’lik bir kesi ile açılır. Testise giden damarlar ortaya konulur. Genişleyerek özelliğini kaybetmiş olan damarlar bağlanarak kullanılmaz hale getirilir. Bu aşamada testise temiz kan götüren atardamar (arter),testisin lenf akımını sağlayan lenfatik damarlar ve testisten spermleri taşımakla görevli olan vaz deferens adı verilen kanal dikkatle korunur. Ameliyatın mikroskopik yöntemle yapılması cerrahi başarı şansını arttırırken, gelişebilecek olası komplikasyon ihtimalini de azaltır. Ameliyat sırasında lenfatik damarlar, bağlanan yapısı bozuk toplardamarlardan dikkatlice ayrılmaz ise; ameliyat sonrası dönemde “Hidrosel” adı verilen testis dokusu etrafında lenfatik sıvı birikmesi ile kendini belli eden durum meydana gelebilir. Varikosel ameliyatı sonrası dönemde bir günlük istirahat sonrası günlük faaliyetler yerine getirilebilir. Yaklaşık 2 hafta sonra aktif cinsel hayata ve yaklaşık 4 hafta sonra ağır iş hayatı ve egzersize dönüş mümkündür. Ameliyat sonrası dönemde 3 ayda bir olarak spermogram ile takip yapılır. Ameliyatın 6. ayında spermogram parametrelerinde düzelme olan hastaların 9. ve 12. aylarında iyileşmeye dair bulgular daha da belirgin hale gelmektedir ancak 6. ayda hala düzelme sağlanmayan olgularda takip eden dönemde ek bir düzelme beklenmemeli, ek tedavi seçenekleri değerlendirilmelidir.

EPİDİDİM KİSTLERİ VE SPERMATİK KORD KİSTLERİ EKSİZYONU

Epididim kisti kendiliğinden yok olmaz. Ancak çoğu olguda hastaya da bir sorun yaşatmaz. Bu nedenle epididim kistlerindeki temel prensip kist hastada bir semptoma yol açmamışsa yıllık rutin muayenelerle hastayı izlem altında tutmaktır. Bir grup hastada ise kistin vücuttan çıkarılması daha doğru bir tercihtir. Çünkü kist büyümüş olabilir. Büyüyen kist de ağrı, enfeksiyon, kanama, meni kanalına baskı ve dolayısıyla infertilite gibi sorunlara yol açabilir. Epididim kistlerinin boyutu 10-15 cm’lere kadar ulaşabilir. Epididim kistinin tedavisi cerrahidir. Bu tip kistler için bir ilaç tedavisi yoktur. Deneyimli ürologlar tarafından yapıldığında başarı oranı yüksek bir ameliyattır. Skrotum üzerinde açılan küçük bir kesiden operasyon yapılır. Kiste ulaşılır ve epididim kisti kesilerek vücut dışına çıkarılır. Ameliyatın esnasında meni kanallarına zarar verilmemesi oldukça önemlidir. Hasta genellikle ameliyattan 1 gün sonra taburcu edilir. 1 hafta kadar da evde istirahat etmek önerilir.

HİDROSEL – SPERMATOSEL

Erkek üreme organı testis çift tabakalı zar biçiminde koruyucu bir kılıf ile sarılıdır. Bu iki tabaka arasında bir miktar sıvı bulunur. Hidrosel, testisleri çevreleyen kılıfların arasında normalden daha çok sıvı bulunması durumudur. Halk arasında torbaların şişmesi, su toplaması, su fıtığı olarak da ifade edilmektedir. Normalde testis ile bu zarlar arasında, testisin kayganlığını sağlamak için 0,5-1 ml. sıvı bulunurken hidrosel oluşumunda bu miktar 100–200 ml. hatta bazen çok daha fazla hacimlere ulaşabilir. Çocukluk çağında görülen fıtıksız hidrosellerde tedavi için 2 yaşına kadar beklenir. Bu sürede düzelme olmazsa cerrahi olarak düzeltilir. Fıtık ile beraber görülen hidroseller ise, tanı konulduğu anda cerrahi olarak düzeltilmelidir. Genellikle testislerin bulunduğu torba üzerinden yapılacak bir kesiyle yapılır. Bu kesiyle içerideki sıvı boşaltılır ve tekrar olmaması açısından farklı yöntemlerle bu sıvının oluşturduğu boşluk kaldırılır. Bu ameliyatın mümkün olduğu kadar küçük bir kesi üzerinden yapılması iyileşme sürecini ve iyileştikten sonraki ameliyat yarasını daha estetik şekilde tutacaktır.

ORŞİOPEKSİ (İNMEMİŞ TESTİS AMELİYATI)

Testisin (veya “testislerin”) skrotuma (penisin altındaki deri kesesi) inmemesine inmemiş testis “kriptorşidizm, hidden veya undescended testicles” denir. Bu durum genellikle nadir görülmekle beraber, genellikle erken doğan bebeklerde görülür. Testis kendiliğinden inmezse, tedaviye ihtiyac olacaktır. Tedavinin amacı sperm ve hormon yapısında oluşabilecek problemleri önlemek ve ilerde normal insanlara göre 7-14 kat fazla görülen testis kanseri gelişimi riskini azaltmaktır. Ameliyat 1 yaş civarında veya en geç ilk 18 ay içinde yapılmalıdır. İnmemiş testisin temel tedavisi, cerrahi yöntem ile testisin skrotuma (orchidopeksi) taşınmasıdır. Bu ameliyatla % 100’e yakın başarı sağlanır. Eğer bir testis ilk 6 ayda full bir şekilte skrotuma inmemişse , ameliyat sonraki 1 yıl içinde mutlaka  yapılmalıdır. Geciken tedavi, ileride testis kanseri ve/veya kısırlık riskini artırabilir. Palpabl bir testis için cerrahi iki kesi ile yapılır: biri testisin bulunduğu alana, diğeri testisin skrotuma yerleştirileceği alana yapılır. Non-palpable testis için laparoskopik ile muayene gerekebilir, testisin yerini belirlemek için en iyi yoldur, bunun için genel anestezi gereklidir. Gerekirse laparoskopi ile testisin tamamen çıkarılması veya normal  konumlandırılması yapılabilir.

BÖBREK KİSTİ EKSİZYONU

Böbrek kisti tanısı radyolojik tarama yöntemleri ile konur. Sıklıkla rastlantısal olarak teşhis edilirler. Hasta başka amaçlar girdiği ultrasonografi (USG), bilgisayarlı tomografi (BT) yada manyetik rezonans (MRG) görüntülemeleri sonuçlarından böbrek kisti ile karşılaşır. Kistin büyüyerek baskı yapmadığı durumlarda cerrahi müdahale gerekmez. Ancak büyümüş ve çevre organlara baskı yapmış kistlerin dekortikasyonu yani duvarının yırtılarak içinin boşaltılması gerekir.  Tedavide içi boşaltılan kist keseciğine ilaç enjektesi yöntemi ile tekrar büyümeleri engellenir. Güncel tedavi yöntemi olaraksa laparoskopik cerrahi ile kistin eksizyonu yöntemi tercih edilir.

Böbrek kistinde uygulanan tedaviler:

Delme-Kist boşaltım: Ultrasonografi eşliğinde kistin içi iğne ile boşaltılarak içine yeniden kist oluşumunu engelleyecek ilaçlar verilir. Cerrahi ile alma: Büyük ve semptomatik kiste cerrahi tedavi gerekebilir. Laparaskopik olarak gerçekleştirilen cerrahi ile kist alınır. Laparoskopide hastanını vücudunda bir kaç küçük delik açılır ve kamera ile girilerek kist alınır.

BÖBREK TAŞLARINDA TEDAVİ

İdrar kanalını tıkayan, büyük boyutlu ve şekilli taşlar kendiliğinden düşemeyeceği için opere etmek gerekir. Kesi olmadan tamamen endoskopik olarak idrar kanalından girilerek lazer yardımı ile taşlar kırılır ve toplanır. Suyun etkisi ile idrar kanalı taşının böbreğe geri kaçabilmesi olasılığı ile kıvrılabilme özelliği olan böbrek içindeki taşlara ulaşabilen  flexible cihazların olduğu bir merkezde ameliyat olunması hasta yararınadır. böbrek içindeki daha büyük taşlar ise hasta yan tarafından 1-2 cm lik kesiden gönderilen endoskopik cihazlarla temizlenebilmektedir. idrar kanalı taşlarında hastanede yatış süresi 1 gün olup hasta ertesi günü sosyal ve iş yaşamına dönebilmektedir.

TUR PROSTATEKTOMİ (İYİ HUYLU PROSTAT BÜYÜMESİNDE CERRAHİ TEDAVİ)

Kesik kesik işeme, sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, idrar tazyiğinde zayıflık, uykudan idrar isteği ile uyanma, işedikten sonra idrarı tam boşaltamamış hissi ve ani gelen idrar yapma hissi gibi şikayetler iyi huylu prostat büyümesinin bulguları olup, ilaçlardan fayda görmeyen hastalara prostat operasyonu uygulamak gerekir. Bu operasyon kesi olmadan tamamen endoskopik olup hastanede kalış süresi 1-3 gündür. Genel kanının aksine, ameliyat sonrası idrar kaçırma riski neredeyse yok denecek kadar azdır ve operasyon sertleşme durumunu etkilememektedir.

INTERNAL ÜRETROTOMİ (İDRAR KANALI DARLIĞINDA CERRAHİ TEDAVİ)

İdrar tazyiğinin çok ince olması ve zorlukla işeme gibi şikayetlerde idrar kanalı darlıkları unutulmamalıdır. geçirilmiş idrar yolu enfeksiyonları, önceki operasyonlarda takılan idrar sondaları gibi bir çok nedenden dolayı idrar kanalı darlığı gelişebilmektedir. Endoskopik olarak gerçekleştirilen operasyonlarla hastanede 1 gecelik yatış ile darlık giderilebilmektedir.

TUR MESANE (MESANE KANSERİNDE ENDOSKOPİK TEDAVİ)

Mesane tümörünün bir transüretral rezeksiyonu (TUR-MT) mesane kanseri tedavisinin ilk ve en önemli basamağını oluşturmaktadır. TUR-MT'in amacı, teşhisi doğru koymak ve görünen tüm tümörleri tamamen ortadan kaldırmaktır. Kanserin patolojik teşhisi, yaygınlık derecesi ve tedavi planlaması  için bu ameliyat  çok önemlidir. İlk başvuruda mesane kanserlerin %70-75’i yüzeyel kanserlerdir ve bunların ilk basamak tedavisini TUR-MT oluşturmaktadır. TUR-MT de amaç, kanser hücrelerini ve çevre dokuları mesane duvarının kas tabakasına kadar çıkarmaktır. Genel anestezi ya da lokal anestezi altında idrar kanalından girilerek yapılan kapalı endoskopik bir ameliyattır. İşlemden sonra idrar yaparken biraz kanama ve ağrı olabilir. Genellikle ertesi gün eve gidebilir, bir veya iki hafta içinde normal günlük hayatınıza dönebilirsiniz.

İDRAR KAÇIRMA AMELİYATLARI – ÜRETRA ASKI AMELİYATLARI

İnkontinans, kişinin istem dışı idrar kaçırması durumudur ve hastayı sosyal ve hijyenik olarak rahatsız eder. Stres inkontinans, öksürüp hapşırma, ıkınma, ani ayağa kalkma ve hareket etme gibi durumlarda görülen ve sıklıkla bayanlarda rastlanan istem dışı idrar kaçırma şeklidir. Stres inkontinans vajinal yolla zor doğum yapanlarda, çok sayıda doğum yapanlarda ve obez (kilolu) kadınlarda daha sık görülür. Menapoz sonrası kadınlarda idrar kaçırma görülme oranı artar. Hastalığın şiddeti kişiden kişiye değişebilir. “Stres tipi” idrar kaçırmada çok yüksek 2 ameliyat yöntemi vardır. Bunlar TOT ve TVT (transvaginal tape uygulaması ve transobturator tape uygulaması) ameliyatlarıdır. Her iki ameliyat genellikle bir gece hastanede kalınmayı gerektirecek ve ameliyat süreleri de 1 saat olacak kadardır. TOT ve TVT ameliyatlarında temel prensip, vajinal yoldan yapılan girişimle normalden aşağı sarkmış pozisyondaki mesane boynunu özel askı materyalleri ile kaldırıp pelvis kemiğine asmaktır. TOT/TVT ameliyatı sonrası dönemde hastaların dikkat etmesi gerekenler,  6 hafta cinsel ilişkiden kaçınılma, ağır kaldırmaktan en az 2 hafta kaçınmak, kabızlık gibi karın içi basıncını artıracak herşeyden kaçınmak, Sebze, meyve, tam tahıl gıdalar tüketmek, Yeterli miktarda sıvı almaktır.(idrarınız berrak veya hafif sarı olmalı)

SİSTOSEL – REKTOSEL (VAGİNAL BÖLGEDEN ORGAN SARKMASI AMELİYATLARI)

Kas ve bağ dokusundaki güçsüzlük ve yetersizlik nedeniyle kalça kemiği içindeki organların vajinadan dışarı çıkması durumudur. Pelvik organ prolapsusu (sarkması), vajinaya sarkan bölgeye göre sınıflandırılır. sarkma tedavisi istanbul

  • 1-   SİSTOSEL: Vajen ön duvarındaki güçsüzlük nedeniyle idrar kesesinin sarkmasıdır.
  • 2-   2- REKTOSEL: Vajen arka duvarındaki güçsüzlük nedeniyle kalın barsakların sarkmasıdır.
  • 3-   3- TOTAL PROLAPSUS: Rahim, rahim ağzının tamamen vajinadan dışarı çıkmasıdır.
  • 4-   4- KAF PROLAPSUSU: Daha önce rahmi alınmış hastalara vajen tepesinin dışarı çıkmasıdır.

Vajinal yoldan spinal anestezi veya genel anestezi ile yapılır. İdrar Torbası üzerinde sarkmış olan fazla vagen kısımları serbestleştirilerek eksize edilir. Yırtılmış olan veziko-vajinal fasya tamir edilir ve vajinal mukozal doku bütünlüğü sağlanır. Stres tip idrar kaçırması eş zamanlı var ise TOT operasyonu da sistosel onarımına eklenir. Hastane ortamında yapılacak bu cerrahi ameliyat için 1 gece kalmanız istenecektir. Eriyen dikişlerle yapılan ameliyatınızda uzun süreli yatışlara gerek olmayacaktır. İşlem adet sonrası yapılmalıdır. Çünkü, enfeksiyona açık hale gelen vajene adet sırasında cerrahi müdahale yapmak çok mantıklı olmayacaktır.

GENİTAL SİĞİL (KONDİLOM) CERRAHİ TEDAVİSİ  

HPV mikroorganizmasının sebep olduğu genital siğillerin en kesin ve doğru tedavisi siğilleri eksize etmek (çıkarmak) ve yakmaktır. Bu tedavi sonrası bile terkrarlama olasılığı çok yüksek olmasından dolayı operasyon sonrasında 3 haftalık özel bir tedavi planlanmalıdır. Bu tedavi ile %95 nüks riski azalmaktadır.

MESANE İÇİNE BOTOX UYGULAMASI (İLACA DİRENÇLİ İDRAR KAÇIRMADA)

Aniden idrar hissi ile tuvalate yetişemeden idrar kaçırmada ilaçlardan fayda görmeyen hastalara uygulanan , gayet başarılı sonuçlar elde ettiğimiz tedavi yönetimir. İşlem günübirlik olup yatış gerektirmemektedir.

G-SHOT     O-SHOT

Çeşitli nedenlerle orgazm problemi yaşayan kadınlarda ameliyatsız tedavi şekillleridir. Çeşitli mezoterapi ürünleri ve PRP ile yapılır. Poliklinik şartlarında anesteziye gerek duyulmadan yapılır. Hastanede yatış ya da takip gerekmez. İşlem sonrası hasta günlük hayatına devam edebilir. Etkisi 2-3 HF içerisinde görülmeye başlar. Pansuman ve ekstra bakım gerektirmez.

LABİOPLASTİ

Dünyada en çok yapılan genital estetik ameliyattır. Dudak yapılarından dolayı sıkıntı yaşayan cinsel hayatı olsun olmasın herkese yapılabilir. İşlem sonrası hastanede yatmaya gerek yoktur. Anestezi ile ve ameliyathanede yapılır. Dikiş alma gibi bir süreç yoktur ve iz kalmaz. Yara bakımı ve nasıl pansuman yapılacağı işlem sonrasında hekim tarafından anlatılır. Klitorisi kapalı olan kadınlarda orgazmı kolaylaştırır. Ameliyat sonrası his azalması olmaz tam tersi cinsel hazır artırır.

KLİTEROPLASTİ

Klitoris estetiği de denilen bu ameliyat orgazm problemi olan kadınlarda orgazmı kolaylaştırır. Cinsel hazzı artırır. Anestezi ile ameliyathanede yapılır. İşlem süresi kısadır. İz kalmaz. Estetik olarak dikilir. Dikiş alma söz konusu değildir. Yara bakımı ve nasıl pansuman yapılacağı hekim tarafından anlatılır. Ameliyat sonrasında hastanede yatmaya gerek yoktur.

PERİNOPLASTİ

 Doğumdan kalan dikiş izlerini ya da daha önceden çeşitli hastalıklar nedeniyle oluşan yara izlerini silme ameliyatıdır. Aynı zamanda Vajen girişini daraltma ve düzeltme işlemidir. Anestezi ile ameliyathanede yapılır. Hastanede yatış gerektirmez. Estetik olarak dikiş atılacağı için dikiş alma süreci olmaz ve iz kalmaz. Hasta Günlük yaşamına iki üç günde dönebilir. Hastaya Yara bakımı ve pansuman nasıl yapılacağı ile ilgili bilgi ve uymadı gereken kurallar hekim tarafından anlatılır

Genital bölge renk açma işlemi

 Poliklinik şartlarında anestezi ihtiyacı olmadan yapılır. Kremle yapılan işlemlerde sonuç hemen işlem sonrası gözle görülür hale gelir. Dokuların tam olarak kendi rengine ulaşması 1 ayı bulur. İşlem sonrası nasıl bakım yapılacağı hekim tarafından anlatılır. Renk açma işlemine PRP eklenirse renkteki açılma oranı daha fazla olur ve daha canlı, daha genç bir görüntü elde edilir. Devam kremini düzenli olarak kullanmanızı tavsiye ederiz.

VAGEN DARALTMA

Bu işlem cinsel ilişki hazzını daha fazla artırmak için yapılmakta olup, ameliyathane koşullarında 1 saatlik işlemle yapılmaktadır. Operasyon iz kalmayacak şekilde estetik yapılır ve dikiş alınmasına gerek yoktur. Hasta 2 gün sonra sosyal hayatına dönebilir.


Yayın Tarihi: 
Salı, Haziran 13, 2023